Dünya insanı, evliliği yalnızca biyolojik sürecin devamlılığı ve nesil idamesi olarak göre dursun; dişi ve erkek olmak üzere birbirinden ayrılan iki farklı cins, sistemimizde yalnızca Samanyolu Galaksisi'nde bulunmaktadır. Diğer birçok galaksi ve ortamlar, daha farklı ve ileri bir evrim skalasında yer aldığından, erkek cinsi yerini daha mütekamil ve fizyolojik olarak 'dişil bir ırk'a bırakmıştır. Bu dönüşümün merhalelerini pekala dünyada da görmek mümkündür. Evrim teorisindeki göre biyolojik çeşitlilik, fazla uzuvlarından kurtularak doğaya uyumlanmış canlıların hüküm sürdüğü yeni dünyada, araştırma tekniklerinin gelişmesiyle birlikte zaman içerisinde şaşırtıcı keşifleri de ortaya koymuştur. Balinaların vücutlarının içine gizlenmiş ve artık kaybolmaya yüz tutmuş ayakları, insan kör bağırsağı (apandist), hatta kadınların empati yetileriyle iş yaşamında her geçen gün artan gücü bile, büyük değişimin habercisi niteliğindedir.
Evrimde ulaşılan bu noktaya değin insanlık, 'sistem' tarafından dişi ve erkek olarak iki farklı kutupta, tıpkı bıçak ve bileği gibi birbirini törpüleyip mükemmelleştirerek ileriye rafine olmakla mükellef kılınmış, aynı zamanda 'reenkarnasyon'ların hammadde motoru olarak üreyip çoğalarak, 'büyük plan'ın işlevselliğini sürdüren ana unsur halini almıştır. Peki, nedir bu 'büyük plan'?
Gelin, biraz da bunu açalım:
Gelin, biraz da bunu açalım:
Evliliklerdeki çalkantılar, aslında yakın plandan eğitim gören iki farklı bireyin, birbirlerine ayna tutarak hatalarıyla yüzleşirken yaşanılan feveranlardır. Bu, hayat döngüsünün kaçınılmaz bir olgusudur. Çünkü, hiçbir doğum sancısız gerçekleşmez.
Ne ilginçtir; insan dünyaya yalnız gelir, dünyadan yalnız göçer. Ama dünya planında 'önceden belirlenmiş' bir evlilik sözleşmesi varsa, kaderi planınız sizi önceden akdi-sani anlaşmalı olduğunuz kişi ile mutlak suretle birleştirir. Siz buna aşk dersiniz, tesadüf der, o benim diğer yarım, kısmetim dersiniz. Ama 'tesirler mekanizması' tarafından aldığınız etmenlerle beyin kimyanıza ve hormonlarınıza yapılan müdahaledir aşk dediğiniz, tutku dediğiniz, hatta kimi zaman zorunluluk dediğiniz birleşimlerin pek çoğu.
İnsanlık dünyaya, yani 'yaşayarak öğrenme platformu'na sevk edilmeden evvel, ona öyle hasletler bahşedilmişti ki, bu hasletlerin belki de en mütekamili ölümsüzlüktü. 'Hazırdan verildiği için' değerini bilmediği, zamanla yitirdiği bu hasletlerin mekanı, işte o ilk cennet tasvirindeki 'dejenerasyon', kutsal kitaplara "Adem ve Havva yasak elmayı yediği için cennetten kovuldu." şeklinde nakledilmiştir. Tabii bu mecazi, üstü kapalı bir anlatımdır. Yani, bilinçlerin uyanıklık derecesine göre algılayabileceği bir tezahürdür. İşte dejenere olduğumuz o ilk cennetten, çok önemli bir program gereği dünya enkarnasyon planına; 'yaşayarak öğrenme platformu'na sevk edilen Ademoğulları bizleriz. Mikrodan makroya devinen dünyanın arka planında, yani 'büyük plan'da gerçekleşen döngü, tam olarak budur.
Evet, her şey zıttıyla mütekamildir: Kadın erkekle, aşk nefretle, gündüz gece ile.. Yaşadığımız dualite yani zıtlıklar dünyasında her şey negatifi, bir başka deyişle zıttı üzerinden deneyimlenerek yapılan 'doğru seçimler'in 'hücre-gen kaydı' ile kaderi planımızdaki boşlukları doldurmakta, böylelikle 'tekamül'ümüzü inşaa eden enkarnasyon planlarının öngördüğü 'süper insanlık realitesi'ne yeniden ulaşabilmek için, farkında olmadan (kapalı şuurla) veya farkında olarak (açık şuurla) ileriye evrilmekle mükellef kılınmış bulunmaktayız.
Durum itibari ile, takdir edersiniz ki bu süreğenliğin içinde 'evlilik', bir yakın plan evrimi olarak çok önemli bir öneme haizdir. Zira, bu yolla evliliklerinizin meyvesi olan çocuklarınız, tıpkı sizler gibi, tüm bu enkarnasyon planları dahilinde dünyaya gelerek tekamül etmesi gereken varlıklardır. Yani tüm insanlık, hemen her anlamda birbirine 'gebe'dir.
Onun içindir ki, hayatta iken atılan iyi ve kötü adımlar, zincirleme bir reaksiyon halinde tüm enkarnasyonları (hayatları) ilgilendirmekte, atacağınız tüm adımlar, sizlerle birlikte gelecek nesilleri de etkilemektedir.
Bu etkiler, kimi zaman öyle boyutlara ulaşır ki, kimi dünya sipiritüel odağı, '7 Ata Öncesine Değin Arınma' adı altında bir dizi program devreye almıştır. Bu programların başarısı tartışıla dursun, dünya programınızda varsa eğer evliliğin, sırf bu nedenle bile sevgi ve saygı çerçevesinde inşaa edilerek sürdürülebilmesi, belki de sizi geleceğe bağlayacak yegane unsurdur.
Neden önemlidir? Çünkü, evrende her şey, tıpkı matruşka bebekleri gibi mikrodan makroya iç içe geçmiş bağlantılı yapılardan ibarettir: elektron atomun, atom hücrenin, hücre organın, organ insanın, 'insan ailenin', aile toplumun, toplum gezegenin, gezegen güneş sisteminin, güneş sistemi galaksinin, galaksi evrenin, evren gürzün (Rahim'in), gürz kürzün, kürz de Kadir-i Mutlak'ın denetimindedir. Peki, o zaman her şey kimin ya da neyin denetimindedir?
Madem her şey birbiriyle bağlantılı, o halde şimdi 'ilki sona bağlayalım', yani devinimi tamamlayalım ve şöyle diyelim: Onun içindir ki, Kadir-i Mutlak en küçük zerrenizden bile haberdardır. Nitekim, Kur'an-ı Kerim'de Haşr Suresi'nin '18. Ayet'i şöyle demektedir:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿١٨
"Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için 'önceden ne göndermiş olduğuna' baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. -Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.-"
Yani, öncelikle her şey, ki buna evlilikle kurulan bir aile de dahil; 'yakın plandan' birbirini evirerek (eğiterek) makro'ya; akışa bağlanmak zorundadır.
Alıntı
0 Comments