🕊️ Kelimelerin Gücü: Hayatımızı Şekillendiren Sözler
Bazen ağzımızdan çıkan küçücük bir kelime, hayatımızda kocaman bir değişimin başlangıcı olur. Belki de farkında bile olmadan her cümlemizle bir anlaşma yaparız — hem kendimizle, hem karşımızdakiyle, hem de tüm evrenle.
Kullandığımız her sözcük, bilinçaltımıza fısıldadığımız bir komut gibidir.
Ve aslında ne yaşayacağımızı merak ediyorsak, bugünden ne söylediğimize dikkatlice bakmamız gerekir. Çünkü kelimeler geleceği çağırır.
✨ Sözlerimiz Kaderimizi Nasıl Biçimlendirir?
Bir söz vardır: “Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa, bugün ne konuştuğuna baksın.”
Düşündükçe tüyler ürpertici derecede doğru.
Şu an dilimizden dökülen her kelime, bilinçaltımızda bir tohum ekiyor. Ve o tohum, zamanla bir davranışa, bir duyguya, hatta bir gerçekliğe dönüşüveriyor.
📿 Peygamber Efendimizin Sözlerinden Işık
Peygamber Efendimiz (s.a.v) der ki:
"Bela insanın diline bağlıdır."
Bu sadece manevi bir mesaj değil, psikolojik olarak da çok anlamlı.
Hani bazen “Ben zaten hasta olacağım belliydi” deriz ya... İşte o an, hastalığı çağırmış oluruz.
Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz hasta birini ziyarete gider. O kişi Allah’tan sabır dilemiştir. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
"Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten..."
Yani "Ya Rabbi, bana dünyada da ahirette de iyilik ver" duasını etmesini tavsiye eder. Çünkü sabır dilemeyi çoğu zaman farkında olmadan bela çağırmak olarak yorumlayabiliriz.
🌟 Söylediğin Şey Şekillenir
"Ben hasta olmak istemiyorum."
Bu cümledeki odak hastalık. Beyin negatif sözleri algılayamadığı için, "hasta olmak istemiyorum" cümlesi, "hasta olmak" şeklinde kodlanır.
Bunun yerine:
"Ben sağlıklıyım, enerjik hissediyorum."
Mesaj bu oldu mu, bilinçaltı bunun için çalışır.
🧘 "Panik yapma" dersen... panik yapar!
Biri paniklediğinde genelde "panik yapma" deriz. Ama bu, şu an beynine "panik" kelimesini gönderir.
Bunun yerine "sakin ol" demek daha uygundur.
Bilinçaltı neyi duyarsa, onu gerçekleştirir. Çocuklara bile "unutma" deme, "aklında tut" de.
❗ "Benim hastalığım var" dedikçe...
Benim tansiyonum var.
Benim şekerim var.
Benim migrenim...
Bu cümlelerin ortak noktaları ne? "Benim" diyerek bağlılık.
Bilinçaltı "ben" ile başlayan her şeyi sahiplenir ve emir kabul eder. Bu da hastalığı sürekli hale getirir.
Halbuki daha farkındalıklı bir dil kullanabiliriz:
"Bedenim şu an iyileşme sürecinden geçiyor."
Bu cümle hem sorumluluğu alır, hem iyileşmeye kapı açar.
🧠 Beynimiz Negatifi Algılamaz
Beyin “negatif” komutları ayırt edemez.
"Unutma" dedin mi, "unut" olarak alır.
"Hasta olma" dedin mi, "hasta ol" mesajı gider.
Bu yüzden daima ne istemediğini değil, ne istediğini söyle.
Sözlerinizi yeniden biçimlendirin:
❌ "Geç kalmak istemiyorum" yerine ✅ "Zamanında varırım"
❌ "Sinirlenmek istemiyorum" yerine ✅ "Sakinim, dengeliyim"
🩺 Bedenin Mesajları: Hastalıklar Boşuna Gelmez
Hastalandığında sorulması gereken soru:
"Neden ben?" değil,
"Bedenim bana ne anlatmaya çalışıyor?" olmalı.
Fiziksel belirtiler genelde zihinsel veya duygusal bir dengesizliğin yansımasıdır.
Bedenin bize gönderdiği sinyalleri dinlemeyi öğrenirsek, hayatımızın rotasını da değiştirebiliriz.
🔁 "Bir şeyi kırk kere söylersen... olur."
Atalar boşa dememiş.
Kırk kere söylenen bir cümle, bilinçaltında yer eder. Beyin, tekrar eden her mesajı gerçek sanır.
Bu yüzden:
"Ben yeterliyim."
"Ben güvendeyim."
"Ben seviliyorum."
...gibi olumlamalar hayatın çekim merkezini değiştirir.
📔 Uygulama Tavsiyesi: Kelime Defteri Tut
Hayatın sana güzel gelmiyorsa, şöyle bir sor:
"Ne söylüyorum ben?"
Negatif cümleleri ne sıklıkta kullanıyorsun?
Gün içinde kendine nasıl hitap ediyorsun?
En çok hangi sözcüklere odaklanıyorsun?
Bir defter aç.
Her gün dikkat ettiğin olumsuz sözcükleri yaz. Yerine hangilerini kullanabileceğini not et.
📡 Her Sözcük Evrene Yayılıyor
“İslam’ın Güler Yüzü” kitabındaki şu söz kalbimi titretti:
"Bir kimse çayını içerken, kaşığını bardağın içinde dolaştırırken çıkan ses, uzaydaki bütün zerrelerden duyulur."
Tüyler ürpertici değil mi?
Yani sadece davranışlarımız değil, düşüncelerimiz ve duygularımız bile evrende bir iz bırakıyor.
🕯️ Şems-i Tebrîzî Der ki...
"Eğer hala kızıyorsan, kendinle olan kavgan bitmemiş demektir."
"Eğer hala kırılıyorsan, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir."
"Eğer hala ‘Ben’ diyorsan, dizginlerin hala nefsinin elindedir."
Bu sözlerin her biri, dilimizle ne kadar sıkı bağlı olduğumuzu hatırlatır.
🌿 Son Söz:
Kullandığın kelimeyi seç.
Çünkü her kelimeyle, evrenle bir sözleşme yaparsın.
Ne söylediğine dikkat et.
Yaşamak istemediğin şeyleri söyleme.
Hasta olmak istemiyorum deme. "Sağlıklıyım" de.
Korkuyorum deme. "Güvendeyim" de.
Kızmak istemiyorum deme. "Sakinim" de.
Ve unutma:
Söylediğin şey, düşünceni;Düşüncen, duygunu;Duygun, davranışını;Davranışın, kaderini belirler.
🌸 Hayatını değiştirmek istiyorsan,sözcüklerinle başla.
Bazen ağzımızdan çıkan küçücük bir kelime, hayatımızda kocaman bir değişimin başlangıcı olur. Belki de farkında bile olmadan her cümlemizle bir anlaşma yaparız — hem kendimizle, hem karşımızdakiyle, hem de tüm evrenle.
Kullandığımız her sözcük, bilinçaltımıza fısıldadığımız bir komut gibidir.
Ve aslında ne yaşayacağımızı merak ediyorsak, bugünden ne söylediğimize dikkatlice bakmamız gerekir. Çünkü kelimeler geleceği çağırır.
✨ Sözlerimiz Kaderimizi Nasıl Biçimlendirir?
Bir söz vardır: “Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa, bugün ne konuştuğuna baksın.”
Düşündükçe tüyler ürpertici derecede doğru.
Şu an dilimizden dökülen her kelime, bilinçaltımızda bir tohum ekiyor. Ve o tohum, zamanla bir davranışa, bir duyguya, hatta bir gerçekliğe dönüşüveriyor.
📿 Peygamber Efendimizin Sözlerinden Işık
Peygamber Efendimiz (s.a.v) der ki:
"Bela insanın diline bağlıdır."
Bu sadece manevi bir mesaj değil, psikolojik olarak da çok anlamlı.
Hani bazen “Ben zaten hasta olacağım belliydi” deriz ya... İşte o an, hastalığı çağırmış oluruz.
Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz hasta birini ziyarete gider. O kişi Allah’tan sabır dilemiştir. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
"Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten..."
Yani "Ya Rabbi, bana dünyada da ahirette de iyilik ver" duasını etmesini tavsiye eder. Çünkü sabır dilemeyi çoğu zaman farkında olmadan bela çağırmak olarak yorumlayabiliriz.
🌟 Söylediğin Şey Şekillenir
"Ben hasta olmak istemiyorum."
Bu cümledeki odak hastalık. Beyin negatif sözleri algılayamadığı için, "hasta olmak istemiyorum" cümlesi, "hasta olmak" şeklinde kodlanır.
Bunun yerine:
"Ben sağlıklıyım, enerjik hissediyorum."
Mesaj bu oldu mu, bilinçaltı bunun için çalışır.
🧘 "Panik yapma" dersen... panik yapar!
Biri paniklediğinde genelde "panik yapma" deriz. Ama bu, şu an beynine "panik" kelimesini gönderir.
Bunun yerine "sakin ol" demek daha uygundur.
Bilinçaltı neyi duyarsa, onu gerçekleştirir. Çocuklara bile "unutma" deme, "aklında tut" de.
❗ "Benim hastalığım var" dedikçe...
Benim tansiyonum var.
Benim şekerim var.
Benim migrenim...
Bu cümlelerin ortak noktaları ne? "Benim" diyerek bağlılık.
Bilinçaltı "ben" ile başlayan her şeyi sahiplenir ve emir kabul eder. Bu da hastalığı sürekli hale getirir.
Halbuki daha farkındalıklı bir dil kullanabiliriz:
"Bedenim şu an iyileşme sürecinden geçiyor."
Bu cümle hem sorumluluğu alır, hem iyileşmeye kapı açar.
🧠 Beynimiz Negatifi Algılamaz
Beyin “negatif” komutları ayırt edemez.
"Unutma" dedin mi, "unut" olarak alır.
"Hasta olma" dedin mi, "hasta ol" mesajı gider.
Bu yüzden daima ne istemediğini değil, ne istediğini söyle.
Sözlerinizi yeniden biçimlendirin:
❌ "Geç kalmak istemiyorum" yerine ✅ "Zamanında varırım"
❌ "Sinirlenmek istemiyorum" yerine ✅ "Sakinim, dengeliyim"
🩺 Bedenin Mesajları: Hastalıklar Boşuna Gelmez
Hastalandığında sorulması gereken soru:
"Neden ben?" değil,
"Bedenim bana ne anlatmaya çalışıyor?" olmalı.
Fiziksel belirtiler genelde zihinsel veya duygusal bir dengesizliğin yansımasıdır.
Bedenin bize gönderdiği sinyalleri dinlemeyi öğrenirsek, hayatımızın rotasını da değiştirebiliriz.
🔁 "Bir şeyi kırk kere söylersen... olur."
Atalar boşa dememiş.
Kırk kere söylenen bir cümle, bilinçaltında yer eder. Beyin, tekrar eden her mesajı gerçek sanır.
Bu yüzden:
"Ben yeterliyim."
"Ben güvendeyim."
"Ben seviliyorum."
...gibi olumlamalar hayatın çekim merkezini değiştirir.
📔 Uygulama Tavsiyesi: Kelime Defteri Tut
Hayatın sana güzel gelmiyorsa, şöyle bir sor:
"Ne söylüyorum ben?"
Negatif cümleleri ne sıklıkta kullanıyorsun?
Gün içinde kendine nasıl hitap ediyorsun?
En çok hangi sözcüklere odaklanıyorsun?
Bir defter aç.
Her gün dikkat ettiğin olumsuz sözcükleri yaz. Yerine hangilerini kullanabileceğini not et.
📡 Her Sözcük Evrene Yayılıyor
“İslam’ın Güler Yüzü” kitabındaki şu söz kalbimi titretti:
"Bir kimse çayını içerken, kaşığını bardağın içinde dolaştırırken çıkan ses, uzaydaki bütün zerrelerden duyulur."
Tüyler ürpertici değil mi?
Yani sadece davranışlarımız değil, düşüncelerimiz ve duygularımız bile evrende bir iz bırakıyor.
🕯️ Şems-i Tebrîzî Der ki...
"Eğer hala kızıyorsan, kendinle olan kavgan bitmemiş demektir."
"Eğer hala kırılıyorsan, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir."
"Eğer hala ‘Ben’ diyorsan, dizginlerin hala nefsinin elindedir."
Bu sözlerin her biri, dilimizle ne kadar sıkı bağlı olduğumuzu hatırlatır.
🌿 Son Söz:
Kullandığın kelimeyi seç.
Çünkü her kelimeyle, evrenle bir sözleşme yaparsın.
Ne söylediğine dikkat et.
Yaşamak istemediğin şeyleri söyleme.
Hasta olmak istemiyorum deme. "Sağlıklıyım" de.
Korkuyorum deme. "Güvendeyim" de.
Kızmak istemiyorum deme. "Sakinim" de.
Ve unutma:
Söylediğin şey, düşünceni;Düşüncen, duygunu;Duygun, davranışını;Davranışın, kaderini belirler.
🌸 Hayatını değiştirmek istiyorsan,sözcüklerinle başla.
Belki bu yazı da ilgini çeker;
0 Comments