Eleştirel Olmaktan Vazgeçin


Eleştirellikle uğraşırken, genellikle aynı şeyler yüzünden kendimizi tekrar tekrar eleştiririz. Ne zaman uyanacak ve eleştirilerin bir işe yaramadığını göreceğiz? Başka bir taktik deneyelim. Kendimizi şimdi olduğumuz gibi takdir edelim. Eleştirel insanlar genellikle çok fazla eleştiri alırlar, çünkü eleştirmek kendi davranış kalıplarıdır. Ne verirsek, onu alırız. Daima mükemmel olmaları da gerekir. Ama kim mükemmel ki? Siz hiç mükemmel biriyle karşılaştınız mı? Ben karşılaşmadım. Başka biri hakkında şikayet ediyorsak, genellikle kendi kişiliğimizin bir yönüyle ilgili şikayet ediyoruzdur.

....

Herkes bir yansımamızdır ve karşımızdaki kişide gördüğümüz şey, kendimizde gördüğümüz şeydir. Birçok kez, kişiliğimizin bazı yönlerini kabul etmek istemeyiz. Alkol, uyuşturucu, sigara veya aşırı yemekle kendimizi rahatsız ederiz. Bunlar, mükemmel olmadığımız için kendimizi cezalandırma yöntemlerimizdir; peki, kimin için mükemmel olmak? Hâlâ kimin taleplerini ve beklentilerini karşılamaya çalışıyoruz? Bütün bunlardan kurtulmaya çalışın. Buna istekli olun. Şu an için geçerli olduğu gibi, son derece harika bir insan olduğunuzu keşfedeceksiniz.

....

Bugüne kadar hayata hep olumsuz bakan eleştirel bir insan olduysanız, kendinizi daha sevgi dolu ve kabullenici bir insan haline getirmeniz bir hayli zaman alacaktır. Varlığınızın gerçekliği değil, sadece bir alışkanlıktan ibaret olan eleştirelliği bırakma egzersizleri yaparken kendinize karşı sabırlı olmayı öğreneceksiniz.

....

Hayatlarımızı hiç kimse tarafından eleştirilmeden yaşayabilseydik ne kadar harika olurdu, bunu düşünebiliyor musunuz? Kendimizi son derece rahat ve huzurlu hissederdik. Her sabah harika bir yeni gün olurdu, çünkü herkes sizi sever, kabul ederdi ve kimse sizi eleştirmez veya aşağılamazdı. Sizi eşsiz ve özel kılan şeyleri daha fazla kabullenerek, bu mutluluğu kendinize verebilirsiniz.

....

Kendinizle birlikte yaşama deneyimi, hayal edilebilecek en harika deneyim olabilir. Sabah uyandığınızda kendinizle birlikte geçireceğiniz yeni bir günün mutluluğunu hissedebilirsiniz.

....

Kendinizi olduğunuz gibi sevdiğinizde, otomatik bir şekilde kendi içinizdeki en iyiyi ortaya çıkarırsınız. Daha iyi biri olacağınızı söylemiyorum, çünkü bunu söylemek, şu anda yeterince iyi olmadığınızı ima etmek olur. Ama ihtiyaçlarınızı tatmin etmek ve gerçek kimliğinizi ifade etmek için daha olumlu yollar bulabilirsiniz.

....

Suçluluk Duygusu Bize Kendimizi Küçük Hissettirir

Birçok kez, insanlar size olumsuz mesajlar verirler, çünkü bu sizi kullanmanın en kolay yoludur. Biri size kendinizi suçlu hissettiriyorsa, kendinize şunu sorun:

 "Bu kişi benden ne istiyor? Neden bunu yapıyor?" İçten içe "Evet, ben suçluyum, söylediği şeyi yapmalıyım," demek yerine, bu soruları sorun.

Birçok ebeveyn, kendisi de aynı şekilde yetiştirildiği için, çocuklarını suçluluk duygusuyla kontrol altına almaya çalışır. Kendilerini daha değersiz hissettirmek için çocuklarına yalan söylerler. Bazı insanlar, yetişkinliğe ulaştıklarında hâlâ akrabaları ve arkadaşları tarafından kontrol edilirler, çünkü her şeyden önce kendilerine saygı duymazlar; aksi takdirde, bunun olmasına izin vermeyeceklerdir. İkincisi, kendileri de aynı şeyi yapmaktadırlar.

....

Birçoğunuz bir suçluluk bulutu altında yaşıyorsunuz. Her zaman kendinizi hatalı hissediyorsunuz; doğru şeyi yapmıyormuşsunuz gibi geliyor; bir şey için birinden özür diliyorsunuz. Geçmişte yaptığınız bir şey için kendinizi bağışlamıyorsunuz. Kendinizi sürekli hırpalayıp duruyorsunuz. O suçluluk bulutunun dağılmasına izin verin. Artık o şekilde yaşamak zorunda değilsiniz.

Kendilerini suçlu hissedenler artık hayır demeyi ve insanlara saçmalıklarını göstermeyi öğrenebilirler. Onlara kızgın olmanız gerektiğini söylemiyorum; sadece, artık onların oyunlarını oynamak zorunda değilsiniz. "Hayır" demek sizin için yeni bir şeyse, çok basit bir şekilde söyleyin: "Hayır. Hayır, bunu yapamam." Bahaneler sunmayın, yoksa karşınızdaki kişiye sizi kararınızdan döndürmek için fırsat vermiş olursunuz. İnsanlar sizi kontrol etmeye çalışmanın işe yaramadığını gördüklerinde dururlar. İnsanlar sizi ancak izin verdiğiniz ölçüde kontrol edebilirler. İlk kez hayır dediğinizde kendinizi suçlu hissedebilirsiniz ama birkaç kez tekrarladıktan sonra giderek kolaylaştığını görürsünüz.

....

Konferanslarımdan birine katılan bir kadının, doğuştan kalp rahatsızlığı olan bir bebeği vardı. Bunun kendi hatası olduğuna inandığı için, kadın suçluluk duyuyordu; bebeğe bir şey yapmıştı. Ne yazık ki suçluluk duygusu hiçbir şeyi çözmez. Onun durumunda, kimse yanlış bir şey yapmış filan değildi. Ona bunun bebek için ruhsal bir tercih olabileceğini ve bu durumda hem anne hem de bebek için bir ders bulunabileceğini söyledim. Ona bebeği ve kendisini sevmesini, yanlış bir şey yaptığı duygusundan kurtulmasını söyledim. Bu türde bir suçluluk duygusu, kimseyi iyileştirmez.

....

Üzüntü duyduğunuz bir şey yapıyorsanız, onu yapmaktan vazgeçin. Geçmişte, kendinizi hâlâ suçlu hissettiğiniz bir şey yaptıysanız, kendinizi bağışlayın. Eğer durumu onarmak için yapabileceğiniz bir şeyler varsa yapın ve davranışı bir daha tekrarlamayın. Suçluluk duygunuz dirildiği her seferinde kendinize şunu sorun: "Kendim hakkında hâlâ neye inanıyorum?" "Kimi memnun etmeye çalışıyorum?" Çocukluk inançlarınızın yüzeye çıktığını fark edeceksiniz.

Trafik kazası geçirmiş biri bana geldiğinde, genellikle derin seviyede bir suçluluk duygusu ve bir cezalandırılma ihtiyacı vardır. Büyük miktarda bastırılmış düşmanlık da olabilir, çünkü kendi adımıza konuşma hakkımız olmadığını hissederiz.

....

Suçluluk duygusu ceza arar, dolayısıyla kendi yargıcımız, jürimiz ve celladımız oluruz; kendimizi kendi yarattığımız bir hapishaneye mahkum ederiz. Kendimizi cezalandırırız ve bizi savunmaya gelecek hiç kimse yoktur. Artık kendimizi bağışlama ve özgür bırakma zamanı geldi.

....

Seminerlerimden birinde yaşlıca bir hanım, orta yaştaki oğlu için kendini korkunç derecede suçlu hissediyordu. Adam tek çocuk olarak büyümüştü ve yetişme tarzı yüzünden çok içine kapanık biri olmuştu. Kadın suçluluk duyuyordu, çünkü oğlunu büyütürken ona karşı çok katı davranmıştı. Kadına o zaman için bildikleri doğrultusunda elinden gelenin en iyisini yaptığını açıkladım. Bu yaşam süresinde enkarne olmadan önce onu annesi olarak seçtiğini ve dolayısıyla, ruhsal seviyede, ne yaptığını bildiğini söyledim. Kadına artık değiştiremeyeceği bir şey için suçluluk duyarak enerjisini boşa harcadığını açıkladım. "Onu bu şekilde görmek utanç verici," diyerek iç çekti, "kötü bir anne olduğum için çok üzülüyorum."

....

Gördüğünüz gibi, bu boşa harcanan enerjidir, çünkü ne oğluna ne de kadının kendisine bir yararı vardır. Suçluluk duygusu zamanla ağır bir yük haline gelir ve insanlara kendilerini küçük hissettirir.

....

Bunun yerine, kadına bu duyguyu hissettiği her seferinde "Hayır, artık bu şekilde hissetmek istemiyorum," diyebileceğini söyledim. "Kendimi sevmeyi öğrenmek istiyorum. Oğlumu olduğu gibi kabul ediyorum." Eğer bunu sürekli yaparsa, kalıp değişmeye başlar.

....

Kendimizi sevmeyi bilmiyorsak bile, kendimizi sevmeye istekli olduğumuz gerçeği, bir farklılık yaratacaktır. Eski kalıplara bağlı kalmanın bir anlamı yoktur. Ders daima kendini sevmektir. Kadının dersi oğlunu iyileştirmek değil, kendini sevmekti. Oğlu bu hayata kendini sevmek için gelmişti. Ne kadın bunu oğlunun yerine yapabilir, ne de oğlu bunu annesinin yerine yapabilirdi.

....

Kurumsal dinler genellikle insanlara kendilerini suçlu hissettirirler. Birçoğu, bunu çok sayıda insanı hizada tutmak için yapar; özellikle de gençken. Ama artık o küçük çocuklar değiliz ve hizada tutulmak istemiyoruz. Artık, neye inanmak istediğimize karar verebilecek yetişkinleriz, içimizdeki çocuk suçluluk duyar ama aynı zamanda, çocuğa bunun aksini öğretebilecek bir yetişkin de vardır.

 - "Geçmişi arkamda bırakabilirim."

Duygularınıza yargıyı da eklemeyin. Bu sadece duygularınızı daha fazla bastırmanıza neden olur. İnanılmaz ikilemler veya krizler yaşayacaksanız, güvende olduğunuzu ve hissetmek istediğinizi kendi içinizden sürekli tekrarlayın. Bu olumlu duyguları onaylamak, size yararlı değişimler getirecektir.

....

Duygularınızı bastırdığınızda veya bir şeylere tutunduğunuzda, kendi içinizde bir kargaşa yaratırsınız. Duygularınızı hissetmekte özgür olabilmek için kendinizi sevin. Duygularınızın yüzeye çıkmasına izin verin. Kendinizi günler boyunca ağlarken veya çok sık öfkelenirken bulabilirsiniz. Eski malzemelerin büyük kısmını elden geçirmek zorundasınız. Size süreci daha kolay, daha sorunsuz, daha rahat hale getirecek olumlu ifadeler kullanmanızı tavsiye ederim.

Pozitif Gücün Büyüsü / Louise Hayy

Post a Comment

0 Comments