Özet:
Araştırmacılar farklı nöron tiplerini tanımlamış ve şizofreni ile ilişkili yeni
bir gen listesi bulmuştur Bulgular, durumu tedavi etmek için yeni hedefe
yönelik tedavileri geliştirmenin yolunu açabilir.
Kaynak:
Karolinska Enstitüsü.
İsveç'teki
Karolinska Institutet ve Kuzey Carolina Üniversitesi'nden bilim
adamları, Nature Genetics'de yayınlanan yeni bir çalışmada şizofreninin altında
yatan hücre tiplerini tanımladılar. Bulgular yeni
tedavilerin geliştirilmesinde yeni bir yol haritası sunmaktadır.
Şizofreni,
büyük acılara neden olan, genellikle yıkıcı bir hastalıktır. Genetik
araştırmalar, yüzlerce genin şizofreniye bağlandığını ve bunların her birinin
hastalığın gelişme riskine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Belirlenen genlerin
çokluğu, deneyi tasarlamayı zorlaştırmıştır. Bilim adamları, genleri
birbirine bağlayan şeyin ne olduğunu ve bu genlerin tüm beyni yaygın olarak ya
da belirli bileşenleri daha fazla etkileyip etkilemediğini anlamak için
mücadele etmektedirler.
Şizofreni
ile ilişkili genlerin ayrıntılı listeleri ile beyindeki farklı hücre tiplerinde
kullanılan tüm genlerin yeni haritalarını birleştirerek, mevcut araştırmadaki
bilim adamları, bozukluğun altında yatan hücre tiplerini tanımlamayı başardılar. Genetik olarak, bazı hücre tiplerinin diğerlerine göre çok daha fazla etkilendiğini
göstermiştir. Bir bulgu, bozukluğa katkıda bulunan, her biri beynin farklı
bölgelerinde ortaya çıkan birkaç ana hücre tipinin var olduğunu kanıtlamıştır.
Karolinska Institutet Tıbbi Biyokimya ve Biyofizik Anabilim Dalı Araştırma Grubu Başkanı Jens Hjerling-Leffler “Bu,
hastalığın biyolojisini anlamak için genetik çalışmaları nasıl
kullanabileceğimiz konusunda bir geçişe işaret ediyor. ” diyor.
Bulgular
yeni tedavilerin geliştirilmesi için bir yol haritası sunmaktadır.
Patrick Sullivan (Karolinska Enstitüsü'nün Tıbbi Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Anabilim Dalı'nda Profesör ve Kuzey Carolina Üniversitesi Genetik ve Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı) “Şimdilerde tek soru, bu beyin hücresi tiplerinin şizofreni klinik özellikleri ile ilişkili
olup olmadığıdır. Örneğin, bir hücre tipinde daha büyük bir işlev bozukluğu, tedavi
yanıtını daha az olası hale getirebilir. Farklı bir hücre tipindeki
disfonksiyon, uzun süreli bilişsel etkilerin olasılığını artırabilir. Bu, her
bir hücre tipi için ayrı ilaçlar gerekli olabileceğinden, yeni tedavilerin
geliştirilmesi için önemli sonuçlar doğuracaktır ” diyor.
İki ayrı
bilim alanında hızlı ilerlemenin bir sonucu olarak; sadece şizorfeniyi incelemek mümkün
olmuştur. Gelecek yıllarda araştırmacılar yaklaşımın, otizm, majör depresyon ve
yeme bozuklukları gibi diğer karmaşık bozuklukların biyolojik anlayışında
atılımlara yol açması gerektiğini öne sürmektedir.
Dr. Nathan Skene (Karolinska Institutet Tıbbi Biyokimya ve Biyofizik Anabilim Dalı ve Birleşik Krallık'taki UCL Nöroloji Enstitüsü Başkanı)“Bir
hastalıkta hangi hücre tiplerinin etkilendiğini anlamak, tedavilerini
iyileştirmek için yeni ilaçlar geliştirmek için kritik öneme sahiptir. Bir
bozukluğun nedenini bilmiyorsak, bunu nasıl tedavi edeceğimizi bilemeyiz,
”diyor.
Kaynak: Aşağıdaki makaleden Türkçe'ye çevrilmiştir.
Karolinska Institute
“Cell Types Underlying Schizophrenia Identified.” NeuroscienceNews.
NeuroscienceNews, 21 May 2018.
0 Comments