Çocuğumu Çok Seviyorum — Ama Anne Olmayı Sevmiyorum | Dürüst Bir Annelik İtirafı

Dürüst Bir Annelik İtirafı
Kızımı tüm kalbimle, her hücremle seviyorum.
O neşe, mucize, kahkaha demek benim için.
Ama bunu da söylemem gerek — şok edici gelse bile:
Anne olmayı sevmiyorum.

İşte söyledim.
Ben de o kadınlardan biriyim.
Gerçeğini sadece fısıltılarla paylaşabilenlerden.
Duşta gizlice ağlayanlardan.
Bir yerlerde benzerini hisseden başka bir anne var mı diye forumlarda gezinip duranlardan.

Annelikten önce böyle bir tarafım olduğunu bilmiyordum.
Kimse, çocuğunu delicesine sevip aynı anda kendi hayatına içten içe ağlayabileceğini söylememişti.

Ama oluyor.
Ve çok daha sık oluyor, tahmin ettiğimden daha fazla.


Anne Olmadan Önce Bireydim..

Eskiden özgürdüm.
Uzun, sessiz sabahlarım vardı. Spontane hafta sonlarım. Kim olduğumu bildiğim bir iç sesim.

Hayallerim vardı. Hedeflerim. Bir bütünlük hissi.

Şimdi mi?
Artık sanki sadece “anneyim.”
Hep lazım olan. Hep her işi bölünen. Hep sıralamada sonda kalan.

Ve kızımın hiçbir suçu yok.
O harika bir çocuk.
Ama annelik denen şey, insanı olduğu kişiliğin içine sığmayacak kadar kaplayabiliyor.


Pişmanlık ve Sevgi Aynı Anda Var Olabilir mi?

İnsanlar bunu anlamıyor.
Pişmanlık deyince, “çocuğunu istemiyor ya da sevmiyor” diye anlıyorlar.

Ama bu koca bir yanlış.

Kızıma öyle derin bir sevgi besliyorum ki, sevgiden içim acıyor.
Ama onu seviyor olmam, kaybettiğim hayatı özlemeyeceğim anlamına gelmiyor.

İkisi bir arada olabiliyor işte!
Ve bu beni kötü bir anne yapmaz.
Sadece dürüst bir insan yapar.


Suçluluk, İçime Yerleşmiş Bir Gölge Gibi

Keşke bu gerçeği söyleyince özgürleştiğimi söyleyebilsem — ama hayır.
Bu gerçekle yaşamak da zor.
Her gün içimde bir suçluluk var.

Diğer anneler parkta gülerken, ben içten içe kendime kızıyorum.
Sabırsızlandığımda, hayal ettiğim gibi olmadığım için üzülüyorum.
Kimi zaman düşünüyorum:
“Başka bir hayat seçseydim nasıl olurdu?”

Bazen kendi kendime soruyorum:
“Eğer annelik beni bu kadar tüketmeseydi daha fazla var olabilir miydim?”


Bize Satılan Annelik Yalanı

Bize bu işin doğal olduğu söylendi.
İçgüdüsel. Kutsal. Kadının özü.

Peki ya değilse?
Ya bazı kadınlar anne olunca içinden “Ben bunun için yaratılmamışım” diye geçiriyorsa?

Kimse bunu duymak istemiyor.
Ya taparcasına şükreden bir annesindir…
Ya da soğuk, vefasız biri.

Ama aradaki gri alanda kalan ne çok kadın var biliyor musun?
Her gün çocuğu için canla başla uğraşan, ama içten içe tükenen.


Keşke Şunları Yargılanmadan Söyleyebilsem

Bazen bağırmak istiyorum:

  • “Eski halimi özlüyorum.”
  • “Bundan fazlası olmalı.”
  • “Çocuğumu seviyorum ama bu rolü sevmiyorum.”

Ama diyemiyorum.
Çünkü o bakışları gördüm.
“Çocuk sahibi olmak için çok uğraşanlar var. şükret” laflarını duydum.
Suçluluk içime kazındı.

O yüzden dışarıya karşı gülümsüyorum.
Kızımın beslenme çantasını hazırlıyorum.
Gözyaşını siliyorum.
Ve hep bu hayatı istemişim gibi davranıyorum.


Eğer Sen de Böyle Hissediyorsan — Yalnız Değilsin

Bu yazı nankörlük değil.
Bu, bir yas hikayesi.

Kendim için, hayal ettiğim hayat için tuttuğum bir yas.

Ve sen de böyle hissediyorsan — yalnız değilsin.
Tuhaf değilsin.
Yetersiz değilsin.

Sadece hissetmeye ihtiyacın var.
Yargılanmadan. Susturulmadan. Bastırılmadan.


Annelik Bana Ne Öğretti (Kimse Söylemeden)

Annelik bana sevginin her zaman mutlulukla birlikte gelmediğini öğretti.
Bazen sevgi, yorgunlukla, öfkeyle, sessizce ezilmekle geliyor.
Bazen sevgi, kaçmak isterken kalmaya devam etmek demek.

Ayrıca şunu da öğretti:
Ben, sadece “anne” değilim.
Ben bir kadınım. Bir ruhum. Bir hikayeyim. 

Ve şunu söyleme hakkım var:
“Çocuğumu çok seviyorum… ama keşke bazı şeyler farklı olsaydı.”


Belki bir gün fısıldamaktan vazgeçeriz.

Belki bir gün annelere sadece kutsallık değil, gerçeklik de yakıştırılır.
O güne kadar yazmaya devam edeceğim.
Zor şeyleri söylemeye.
Ve belki bir gün, bu yazıyı okuyan bir anne derin bir nefes alıp diyecek ki:

“Ben de.”

Post a Comment

2 Comments

Anonymous said…
Toplum normları ve çağımız gereği çoğu insanın, özellikle yaşları büyük kesimin anlaması mümkün değil.Çok değerli ve güzel bir yazı olmuş teşekkürler 🙏💐
The Muse Nest said…
Ne güzel ifade etmişsiniz…
Gerçekten de, bazı duyguların ve deneyimlerin sadece yaşayan tarafından anlaşılabildiği bir çağdayız.
Annelik gibi kutsal görülen ama bir o kadar da derin çelişkiler barındıran bir konuda böyle anlayışla yaklaşmanız yüreğime dokundu.

Ben de bu yazıyı yazarken içimdeki sessiz çığlığı biraz olsun duyurabilir miyim diye umut ettim.
Yorumunuz, bu sesin bir kalbe daha ulaştığını gösterdi.
Çok teşekkür ederim 🙏🌸