Üzgün mü
hissediyorsun? Dans et ya da gidip, duşun altında dur ve bedeninin ısısıyla
birlikte üzüntünün de bedeninden nasıl yok olup gittiğini gör. Duşun üzerine
yağdırdığı suyun bedenindeki ter ve tozu nasıl alıp götürüyorsa, üzüntünü de
aynı şekilde alıp götürdüğünü hisset. Bak bakalım ne oluyor.
Zihni öyle
bir duruma sokmayı dene ki, eski işleyiş biçimini sürdüremesin.
Her şey
olur. Aslında yüzyıllardır geliştirilmiş olan tüm teknikler zihnin eski
kalıplarını kırma çabalarından başka bir şey değildir.
Örneğin
öfkeli hissediyorsan, sadece bir kaç derin nefes al. Derin nefes al ve derin
nefes ver, sadece iki dakika bunu yaptıktan sonra öfkenin ne durumda olduğuna
bak. Zihnin kafasını karıştırmış oluyorsun; o bu iki şeyi birbiriyle
bağdaştıramıyor. "Ne zamandan beri" diye sormaya başlıyor zihin,
"öfkeli birisi derin nefes alıyor? Neler oluyor burada?"
Yani
ne istersen yap ama asla aynı şeyi tekrarlama; püf noktası bu. Yoksa her üzgün
oluşunda düş almaya başlarsan, zihin onu da alışkanlık edinecektir. Üç, dört
kereden sonra zihin öğrenir:
"Her şey yolunda. Üzgünsün, o yüzden duş alıyorsun". O zaman bu
üzüntünün, o paketin bir parçası haline gelir.
Hayır, asla
aynı şeyi tekrar etme. Her seferinde zihni şaşırtmaya devam et. Yaratıcı ol,
yeni şeyler icat et.
Ortağın bir
şey söylüyor ve öfkeleniyorsun. Hep ona vurmak veya bir şeyler fırlatmak
istemiştin.
Bu sefer bir
değişiklik yap: git sarıl ona! Onu güzelce bir öpüp, şaşırt onu da. Böylece hem
zihnin şaşırmış olacak hem de ortağın. Bir anda bazı şeyler artık eskisi gibi
olmayacak.
O zaman
zihninin bir mekanizma olduğunu, yeni şeyler karşısında nasıl yenik düştüğünü,
yeni şeylerle nasıl baş edemediğini göreceksin.
Pencereyi aç
ve bırak taze bir meltem içeri girsin.
Ruh Eczanesi
- İnsan Ruhuna Özel Reçeteler
Osho
0 Comments